Pazartesi, Aralık 22, 2008

aile?


İlişkiye girmek istemeyen eşini boğdu

15 gün öce evlenen genç eşi cinsel ilişkiyi reddedince çılgına dödü ve... DİYARBAKIR’da pazarcılık yapan Ö.S. (26), görücü usulüyle tanıştığı S.Ö. (26) ile 15 gün önce imam nikahıyla evlendi. İddiaya göre ÖS, önceki gece eşiyle cinsel ilişkiye girmek istedi ancak eşinin karşı çıkması üzerine aralarında tartışma çıktı. Tartışma sırasında sinirlenen ÖS, genç kadını boğarak öldürdü. Cinayete hırsızlık görüntüsü vermek isteyen zanlı polisin şüphelenmesi üzerine suçunu itiraf ederek şunları söyledi: “Eşimle şakalaşıyorduk, o sırada boğazına sarıldım. Elim ağır olduğu için boğulmuş.” Otopsi raporunda bakire çıkan SÖ ise toprağa verildi.

Cuma, Aralık 19, 2008

Türkiye'de travesti olmak

Travestiye gece infazı

Tuzla'da bir travesti, tabancayla öldürülmüş olarak bulundu. Karayolları Bölge Müdürlüğü'ne ait temizlik aracının çalışanları, TEM Otoyolu'nun Gebze-İstanbul istikameti Orhanlı mevkisinde yol kenarındaki yeşillik alanda bir ceset buldu. Güvenlik güçlerine bilgi verilmesinin ardından yapılan inceleme sonucu, üzerinde kimliğini belirleyici belge çıkmayan travestinin, göğsüne isabet eden 2 kurşunla öldüğü anlaşıldı.

Takvim

sağlık-sız

Evde doğum skandalı!

6.5 aylık hamile olan Zahide Aksu'nun sancısı tuttu. 3 hastane "Küvöz yok" diye almadı. Evde doğan bebek yoğun bakımda.

***İstanbul'da kuvöz yok!
6 yıl bekledikten sonra hamile kaldı. 6.5 aylıkken sancılandı. Devlet hastaneleri 'Kuvöz yok' diye kabul etmeyince evde doğum yaptı. Bebeğin durumu ise kritik. Hastane hastane dolaştı. Ancak kuvöz olmadığı için hiçbir hastaneye kabul edilmedi. Sancıları tutan anne, 6.5 aylık bebeğini evde doğurdu. Gülabi-Zahide Aksu çifti, evlat sahibi olabilmek için 6 yıl bekledi. Gülabi Aksu, sancıları başlayan eşi Zahide Aksu'yu, Özel Uğur Hastanesi'ne götürdü. Doktorlar, Aksu çiftine "kuvözü olan bir hastaneye" gitmelerini söyledi. Çifti, Bakırköy Devlet Hastanesi'ne gitti. Ancak kapıdan içeri bile giremedi.

HİÇBİR HASTANE KABUL ETMEDİ
Bu hastaneden çıkan Aksu, eşini alıp sırasıyla Haseki Hastanesi'ne, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne ve Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi'ne götürdü. Ancak hep aynı cevabı aldı; "Boş kuvöz yok! Çaresizlik içinde eve dönen Zahide Aksu, aynı gece saat 04.20'de evde ebe eşliğinde doğum yaptı. 6.5 aylık dünyaya gelen 900 gramlık bebek İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü'nün talimatı ile Yeni Mahalle Doğum Evi'ne kaldırıldı.

Takvim

tecavüz denemesi(!)

ANTALYA'da avukat 26 yaşındaki F.Ü., 2 yıldır müvekkilliğini yaptığı Hüseyin S.'nin saldırısına uğradı. Avukata cip içerisinde tecavüze kalkışan 43 yaşındaki Hüseyin S., kadının çığlıklarını duyan polisler tarafından yakalandı. Zanlı çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
Bir icra takibi için emekli icra müdürü ile birlikte Manavgat'a giden avukat F.Ü.'ye, 2 yıldır müvekkili olan ve en son 200 bin euro'luk bir icra takibini yaptığı Hüseyin S.'den telefon geldi. Hüseyin S. avukat kadına, davası süren bir konuyla ilgili görüşmek istediğini söyledi. Saat 21.00 sıralarında Manavgat'ta bir restoranda bir araya gelen F.Ü. Hüseyin S., adı açıklanmayan emekli icra müdürü ve Hüseyin S:'nin bir arkadaşı, uzun süre oturup yemek yedi. Avukat F.Ü. dışındakiler yemekte alkol aldı. Avukat F.Ü., saat 01.30 sıralarında Antalya'ya dönmesi gerektiğini söyleyerek masadakilerden izin istedi. Hüseyin S., avukata kendisinin de Antalya'ya gideceğini belirterek götürebileceğini söyledi. F.Ü. bu teklifi kabul ederek Hüseyin S.'nin cipine bindi.

EVLENME TEKLİFİ ŞAKASI
İkili birlikte Antalya'ya doğru yol alırken, Hüseyin S. cipi yol kenarında durdurup, “Şimdi belediye başkanını arıyorum, gelsin bizim nikahımızı kıysın, seninle evlenelim” dedi. Bu teklif üzerine avukat kadın cipten inmek istedi. Hüseyin S., F.Ü.'nün cipten inmek istemesi üzerine, “Şaka yaptım, sen de hemen inanıyorsun. Tamam gel lütfen” diyerek yola devam etti. İkili bir süre sonra Antalya'ya ulaştı ve avukat F.Ü.'nün evinin de bulunduğu Uncalı Mahallesi'ne geldi. Hüseyin S., avukat kadını evine götürmek yerine sokaklarda ciple dolaşmaya devam etti. F.Ü., “Artık neredeyse sabah oldu, beni götürün de evime gidip dinleneyim” dedi. Hüseyin S. ise iddiaya göre cipi yolun kenarına çekerek genç kadının üzerine saldırdı.

‘SEVGİLİMDİ’ İDDİASI
Hüseyin S., avukata tecavüz etmeye çalışırken genç kadın çığlık atarak yardım istedi. Uzun süre tecavüze direnen F.Ü'nün yardımına, çığlıkları duyan Fatih Polis Merkezi'nde görevli polis memurları yetişti. 8 polis memuru genç avukatı Hüseyin S.'nin elinden kurtarıp saldırganı gözaltına aldı. Hüseyin S.'den şikayetçi olan Avukat F.Ü., adli tıp kurumundan da rapor aldı.Hüseyin S. polisteki ifadesinde, “F.Ü. benim sevgilimdi. Ispatlayacağım” dedi. F.Ü. ise sevgili olduklarının yalan olduğunu, zanlının kendisini kurtarmak için böyle birşey uydurduğunu söyledi. Hüseyin S., ifadesinin ardından sevk edildiği nöbetçi mahkeme tarafından tutuklandı.

Hürriyet

Perşembe, Aralık 18, 2008

çocuk istismarı-köşe yazısı

Cinsel düello
Evet bence bunun adı cinsel düello!

Adam almış karşısına bir çocuğu, başlamış tacize.
Ellemiş, elletmiş, göstermiş, göstertmiş...
Çocuk yapma demiş, adam yapmış.
Çocuk elleme demiş, adam ellemiş.
Çocuk yapmak istemiyorum demiş, adam yapacaksın demiş.
Çocuk ne olur gösterme demiş, adam göstermiş.
Veya
Çocuk korkmuş konuşamamış,
Susmuş karşı koyamamış...
Çünkü hır-pa-lan-mış!
Masumiyet sapıklıkla çarpışmış, masumiyet yerde kalmış...
Yahu benim yazarken içim kalkıyor, sizin okurken.
Ben yazarken etkileniyorum, siz okurken de... tacize uğrayan çocuk etkilenmemiş öyle mi?
Oldu!
Peki neymiş?
Çocuk 14 yaşına artık gelmişmiş...
Eee?
Adam kaç yaşında?
Çocuktan büyük!
Yaşıtı olsa kaç yazar?
Yoook, biz daha taciz nedir, neye denir, nasıl olur onu anlamadık ki?
Eee?
Madem çocuk 14 yaşında artık, o zaman tacizci tutuksuz yargılansa da olur...
Neden?
Kanun öyle diyo.
Kurban olsunlar kanunlara!
Şimdi ne olacak peki?
Çocuğa tekrar bakacağız, bakalım psikolojisi bozulmuş muuu, bozulmamış mı?
Çünkü raporun yanlış olduğunu anladık en sonunda!
Hmmm, afferin bize. Bak bu sevindirici bir haber.
Biz sevinmeye o kadar muhtacız ki, buna bile sevinir olduk!
Allah aşkına, birileri şu çocuğun bozulup bozulmadığına bakacağına çıkıp tacizcinin sapıklık boyutuna bir bakabilir mi?
Birileri artık şu zavallı çocuğu kurcalayacağına, yeni bir kimlik verip izini kaybettirip tedavi etme yoluna gidebilir mi?
Çocuk bitti, gitti!
Kahroluyorum o çocuğu düşündükçe...
Ne olur, birileri esas şu tacizciyi iyice ele alıp inceleyip kurcalayıp bu cins suçları işleyen insanların nasıl ortak özellikleri olduğunu mesela, bilgimiz için bizimle paylaşabilir mi?
Başka birileri de acilen, lütfen, tacizci ve tecavüzcülerin, yani suçluların, işledikleri suçun cezasını çekmelerini sağlayabilir mi?
“Ya yine suçlu cezasız kalıp da yırtarsa?!” korkusu o kadar baskınki kafamda...
Sakince bakamıyorum ki olanlara, sakince yazayım!
Sakin olmak lazım oysa...
Madem adalete güvenemiyorum, şüphe ediyorum,
Ben de o zaman elimden gelen tek şeye sarılıyorum:
Bilgiye ve bilgilendirmeye...
Yılmadan yeniden, en başa alıyorum.
Aşağıdaki linki tıkladığınızda karşınıza çıkan dosya sizindir.

http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=10454789&yazarid=232

Dosyayı indirin, basın, dağıtın, okuyun, okutun.
Ne isterseniz yapın.
Ne benden, ne de başkasından izin almanıza gerek yok.
Yeter ki bilgilenip kendinizi kollayın, çocuğunuza da sahip çıkın.
Şunu da ne olur unutmayın;
Tacize uğramış bir çocuk yalan söylemez.
Onu ciddiye alın.
Ve ne olur,
Bu konuda sessiz kalmayın!
Yonca
“Çare-Sizsiniz”

http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=10454789&yazarid=232

Yonca Tokbaş - Hürriyet

Perşembe, Aralık 04, 2008

töre

Töreye uymak toplum şartı

4 Aralık 2008 Perşembe, 01:06

Töreye uymak toplum şartı

Dicle Üniversitesi’nin araştırması, töre cinayetlerinde ‘mahalle baskısının azmettirdiği’ ve ‘kayınpederin kızını öldüren damadına cezaevinde baktığı’ gibi gerçekleri ortaya çıkardı.

DİCLE Üniversitesi FEN-FAK Sosyoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Mazhar Bağlı yönetimindeki sosyologların 46 cezaevinde 2 yılda 190 mahkumla yaptığı görüşmede çarpıcı sonuçlar ortaya çıktı. Bu araştırmayla töre ve namus cinayetleri hakkındaki ezberin bozulduğunu belirten Doç. Bağlı, hem erkeklerin hem de kadınların mağdur olduğunu ifade ederek, toplumda, medyada ve akademisyenlerde bulunan genel kanaatlerin doğru olmadığını söyledi.

BAĞLI şunları söyledi: ‘Töre cinayetlerinde var olduğunu düşündüğümüz aile meclisi kararını bu araştırmada somut olarak göremedik. Cinayeti, ailenin en küçüğünün işlemesi sanıldığı gibi ‘az ceza alsın’ diye değil, gelenekler nedeniyle böyle yapılıyor. Araştırmada eşini öldürenlerin oranı yüzde 25.3, anne, eş ile kızkardeş veya taciz edeni öldürenlerinki yüzde 16.3, kızkardeş veya ablayı öldürenlerin oranı ise 14.7 olarak saptandı.’

‘MAHALLE baskısı cinayete azmettiriyor. İnsanlar bir birey olmaktan çok toplumla birlikte var olmanın mümkün olduğunu düşünüyorlar. Kurbanların yüzde 58.4’ün kadın, yüzde 32.6 erkek. Töre cinayeti işleyenlerin yüzde 32.6’sı eşini severek evlenmiş. Araştırmaya katılanların büyük çoğunluğu alt gelir grubundan. Kızını öldüren damada hapiste bakan kayınpeder bile var. Cinayeti işleyenlerin büyük çoğunluğu da yaptığından pişman değil.’

(Star)

kadın sıkıntısı

Aile boyu eşkiyaymış

4 Aralık 2008 Perşembe, 01:06

Müzikhol basarak, A.C.’yi kaçıran magandalardan Cihangir N.’nin eşi Derya N’yi öldürdüğü iddiasıyla arandığı belirlendi. Azmettirici Yusuf K.’nın ağabeyi de polis kıyafetiyle adam kaçırmaktan sabıkalı.

AVCILAR’DA ağustos ayında meydana gelen olayda konsomatris A.C., polis kıyafetli 7 şehir zorbası tarafından yerlerde sürüklenerek kaçırılmasını ardından her gün yeni bilgilere ulaşılıyor.

Müzikhol basan şahıslardan Cihangir N’nin eşi Derya N’yi öldürmekten arandığı belirlendi. Yusuf K., Gesim G., ve Yıldırım A. gibi, sabıkalı olan ve çıkarıldığı mahkemede tutuklanan şahıslar gibi olayın firari zanlısı Cihangir N.’nin de sabıkalı olduğu öğrenildi. Olayın diğer firari zanlısı Mehmet Fuat B.’nin olaydan sonra Kuzey Irak’a kaçtığı tespit edildi. Gasp bürosu dedektifleri iki zanlıyı bulmak içinde çalışmalarını yürütüyor.

MÜZİKHOL baskınıyla herkesi hayretler içinde bırakan şehir zorbalarının kullandıkları yönteme yabancı olmadıkları ortaya çıktı. Polis kıyafetlerini Eminönü Mercan’dan aldığını söyleyen şehir eşkiyalarından olan ve olayın azmettirici olan Yusuf K.’nın ağabeyinin de aynı yöntemle adam kaldırdığı öğrenildi. Yaşadığı korku dolu geceyi üzerinden atamayan konsomatris A. C., ‘Bunlar polis diyerek bağırmama rağmen kimse kılını kıpırdatmadı.

YAKARSAN, YANARSIN

BENİ
50 metre sürükleyerek otomobile bindirip kaçırdılar. Büyükçekmece’de bir eve götürüp tecavüz ettikten sonra sabah banyoya götürüp yıkadılar. Önce iş bulma vadinde bulundular sonra ‘Bizi yakarsan sende yanarsın’ diye tehdit savurdular ifadesini vermişti.

(Star)

insanlık?

Esrar içip, tecavüz etmişler

3 Aralık 2008 Çarşamba, 12:07

Esrar içip, tecavüz etmişler

Saldırının mağduru 25 yaşındaki C.A., oturamadığı için ayakta verdiği ifadesinde şunları anlattı:

“Yusuf her gece yanıma gelip benimle beraber olmak istediğini söylüyordu. Her seferinde ‘Ben konsomatrisim, masaya oturur seni dinler, kalkarım. Ben o.. değilim ki seninle yatayım’ diyordum. Bana yüksek paralar söyleyip ahlaksız tekliflerini sürdürüyordu.

Artık ondaki beraber olma duygusu saplantı halini almıştı. O gece, ‘Polis, kimse kıpırdamasın. Herkes yerinde kalsın. Çıkacağız’ dedikten sonra bana bir tokat atıp saçlarımdan tuttu. Kendisine karşı koymak isteyince de yere yatırıp sürüklemeye başladı. Birkaç metre sonra çektiğim acının ölüm acısı olduğunu düşündüm.

Neredeyse kafamın derisi yüzülecekti. 50 metre boyunca beni sürükleyip arabaya bindirdi. Yol boyunca da küfürler edip, tokat atıyordu. Alkol ve uyuşturucu madde almışlardı.

Götürdükleri evde bir odaya koyup sırayla tecavüz ettiler. Sabah beni banyoya zorla sokup cinsel organıma kadar yıkadılar. Delil ve sperm örneği bırakmak istemiyorlardı.

‘Polise gitme sana iş buluruz. Daha iyi şartlarda yaşarsın’ şeklinde teklifte bulundular. Kabul etmediğimi söyleyince ‘Bizi yakarsan biz de seni yakarız. Buna benzemez’ diye tehdit ettiler. Yerde sürünme sırasında kalçam yandığı için üstüne oturamıyorum.”

C.A.’nın 3 ay önce Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde tedaviye başladığı öğrenildi.

Yusuf Kılıç, mahkemedeki ifadesinde ise bu kez müzikholde daha önce dayak yediği için arkadaşlarıyla tekrar müzikhole gittiğini, C.A.’yı alarak çıktığını anlattı

aile

Trafikte koca terörü

4 Aralık 2008 Perşembe, 01:06

Trafikte koca terörü

Tartıştığı eşini 60 kilometre hızla giderken araçtan attı, bir de aşağı inerek dövmek istedi.

İSTANBUL Avcılar’daki evlerine giden A.Y. (38) ve Y.Y. (40) çifti, yolda tartışmaya başladı. Tartışma büyüyünce A.Y. adlı kadın araçtan inmek istedi. Aracı durdurmayan öfkeli koca, 60 kilometre hızla giderken kapıyı açarak kadını aşağı itti. Araçtan düşen A.Y. kafasını refüje çarptı. Sinirlerine hakim olamayan Y.Y. araçtan indi ve yaralı eşini dövmek istedi.

VATANDAŞLAR kadını kocasının elinden kurtardı. Görgü tanığı Ömer Duran ‘Motosikletle yan yolda gidiyordum. Kadın düştü, ne olduğunu anlamadım. Adamı az daha dövecektim’ dedi. Hastaneye kaldırılan kadının durumu ciddiyetini korurken, Y.Y. polis tarafından gözaltına alındı. (Star)