Cuma, Mayıs 29, 2009

can-sız(lar)

Kadının adı da yok canı da!
Son haftalarda yaşanan töre cinayetlerinin ardından dün de üç kadın birden öldürüldü

İkisi evliliğini sakladığı anlaşılınca terk ettikleri sevgilinin, biri de eski eşin kurbanı oldu...

Gönüllü öğretmen Zeynep’i, evli sevgilisi öldürüp tarlaya attı

Erzurum’daki 9’uncu Kolordu Komutanlığı’na bağlı Gez Kışlası’nda görev yapan 30 yaşındaki Astsubay Güney Yılmaz’ın, evli olduğunu öğrendikten sonra kendisini terk eden 24 yaşındaki Zeynep Polat’ı tek kurşunla başından vurduğu anlaşıldı. Dadaşkent semtinde oturan ve anasınıfında gönüllü öğretmenlik yapan Zeynep Polat’ı otomobilinde tabanca ile öldürdükten sonra cesedini tarlaya atan Yılmaz tutuklandı. Yılmaz’ın eşinin ikinci çocuğuna hamile olduğu ve tayininin KKTC’ye çıktığı öğrenildi. Cinayet, Güney Yılmaz’ın Zeynep öğretmene son kez görüşmek istediğini söylemesiyle gelişti. Önceki gün otomobiline aldığı Zeynep Polat’la tartışan Güney Yılmaz, tabancasını genç kızın başına dayararak tetiği çekti. Ardınan Tınazlı köyü yoluna giren Güney Yılmaz, öldürdüğü Zeynep Polat’ın cesedini tarlaya bırakıp uzaklaştı. Kaçan Yılmaz, yapılan operasyonla yakalandı. Çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak Erzurum Cezaevi’ne konuldu.

Terk ettiği evli ‘nişanlısı’ sokak ortasında öldürdü

Mutlu Yeşilbaş, nişanlısının evli ve iki çocuklu olduğunu öğrenince yıkıldı. Terk etti. Ancak sevgilisi bunu hazmedemedi ve..

Adana’da 36 yaşındaki Mutlu Özyeşilbaş, evli olduğunu öğrenince ayrıldığı ’nişanlısı’ 34 yaşındaki Yalçın Kanmaz tarafından, sokak ortasında 7 bıçak darbesiyle öldürüldü. Olay, Atakent Mahallesi’ndeki TOKİ konutları önünde önceki akşam meydana geldi. Mutlu Özyeşilbaş, 2 yıldır nişanlı olduğu ve evlenme hayalleri kurduğu Yalçın Kanmaz’ın evli ve 2 çocuk sahibi olduğunu öğrendi. Bunun üzerine Özyeşilbaş, Yalçın Kanmaz’ı terk etti. Ancak Kanmaz genç kadının peşini bırakmadı. Mutlu Özyeşilbaş, önceki gün annesi ve ablasıyla birlikte Akıncılar Polis Merkezi’ne giderek Yalçın Kanmaz hakkında suç duyurusunda bulundu. Özyeşilbaş annesi ve ablasıyla evlerine dönerken Yalçın Kanmaz önlerini kesti. “Artık beni istemiyor musun?” diye soran Kanmaz, “Hayır, bırak artık peşimi” yanıtını alınca yanında getirdiği bıçağı çıkarıp annesi, ablası ve çevredeki vatandaşların gözleri önünde genç kadını tam 7 yerinden bıçakladı. Sonra da kanlar içinde kalan sevgilisini kucağına alarak ambulansın gelmesini bekledi. Kanmaz, ambulans geldikten sonra polislere teslim oldu.

Çocuklarını görmeye gitti, eski eşi kurşunladı

Babasının velayetindeki iki kızını polisler eşliğinde görmeye giden Huriye Bekçi, eski eşi tarafından polislerin arasında vuruldu.

Sakarya’nın Sapanca ilçesinde, yaşayan Huriye Bekçi (28) evli olduğu Yahya B. (34) ile şiddetli geçimsizlik nedeniyle 6 yıl önce boşandı ve mahkeme 3 kız çocuğunun velayetini babaya verdi. Daha sonra ikinci evliliğini yapan Bekçi, bu evliliğinden de 2 erkek çocuğu sahibi oldu. İlk eşiyle aynı mahalledeki ailesinin yanında kalan Bekçi, 4 yıldır kızlarını görmüyordu. Bekçi, kızları gösterilmeyince mahkemeye başvurdu. Görevlendirilen 2 polis, ablası ve ikiz kardeşiyle çocuklarını görmeye giden Bekçi, eşi tarafından arabanın içinde kurşunlanarak öldürüldü. Bekçi’nin ilk eşinden olan kızlarının devlet korumasına alınacağı belirtilirken, ikinci eşinden olan çocukları 3 yaşındaki Umut ve 2 yaşındaki Talha, babalarına verilecek. İkiz kardeşi yanında öldürülen Nuriye Keskin (28) “Kardeşim korktuğunu söylemesine rağmen, geniş güvenlik önlemi alınmadı. Kardeşim göz göre göre öldü. Kardeşim ortada oturuyordu. Bir yanında ablam, ufak yeğenim ve bir yanında da diğer yeğenim oturuyordu. Arka koltukta ikisi çocuk 4 kişi oturuyordu, Onların arasında kız kardeşime 10-15 el ateş etti, kimse de müdahale etmedi. Kardeşim olay yerinde öldü, polisler olay bittikten sonra Yahya B’yi gözaltına aldı. Biz o anda polislere onlardan şikayetçi olduğumuzu, gerekli önlemleri ve müdahaleyi yapmadıklarını söyledik.”


Vatan

imam nikahlı "sevgi dolu" koca

İmam nikahlı eşini bira şişesiyle doğradı



GAZİANTEP’te aşırı alkol alan 26 yaşındaki Abdullah Ataş barışmak için otomobiline bindirdiği nikahsız birlikte yaşadığı 20 yaşındaki Filiz Karataş’tan ret cevabı alınca bira şişesiyle delik deşik edip öldürdü.



Abdullah Ataş 1.5 yıl önce dini nikah kıydırdığı Filiz Karataş tarafından bir süre önce şiddetli geçimsizlik nedeniyle terkedildi. Babasının evine dönen Filiz Karataş, sürekli alkol alan eşinin barışma tekliflerini kabul etmedi. İddiaya göre dün gece aşırı derecede alkol alan Abdullah Ataş, eşinin yanına giderek barışmak istedi. Ataş, konuşmak için otomobiline bindirdiği Filiz Karataş’la Nizip İlçesi yolu üzerinde tartıştı. Abdullah Ataş yine ret cevabı alınca genç kadına kırık bira şişesiyle defalarca vurdu.

Kanlar içinde yere yığılan genç kadın, hayatını kaybetti. Filiz Karataş’ın cesedini otomobilin bagajına koyan Ataş, 29 Ekim Mahallesi’ndeki babasının evine getirerek, “Sana gelinini getirdim” dedi. Gelininin bagajdaki cesediyle karşılaşan baba, durumu hemen polise bildirdi. Olay yerine gelen polis aşırı derecede alkollü olan Abdullah Ataş’ı yakaladı. Olay yerinde yapılan incelemelerin ardından cenaze otopsi yapılmak üzere Avukat Cengiz Gökçek Devlet Hastanesi’ne, oradan da asri mezarlığa götürüldü.

Filiz Karataş’ın yakınları Abdullah Ataş’ın sürekli alkol aldığını, bu nedenle şiddetli geçimsizlik yaşadıklarını söyledi.

Hürriyet

Türkiye'de transseksüel olmak no: 1231...341

ne kadar güzeldin oysa...



Cindy 43 kez bıçaklandı

Ankara polisi, güzelliği nedeniyle arkadaşlarının “Cindy” lakabını taktığı travesti İlyas Çağan’ı (26), bilgisayarının başında 43 kez bıçaklandıktan sonra boğazı kesilerek öldürülmüş halde buldu.


23 Mayıs’taki vahşetin ardından harekete geçen dedektifler, cinayetten birkaç dakika önce Çağan’la birlikte olan diş hekimi B.O.’yu gözaltına aldı. B.O., “Ben çıkarken evde 1.90 cm boyunda, uzun burunlu bir erkeği gördüm. O bekliyordu” dedi. Bu eşkal üzerine, sık sık Çağan’la birlikte olan, internet sitesi tasarımı yapan Murat O.G. (25) bir arkadaşının evinde yakalandı. Cinayeti itiraf ederek tutuklanan şüpheli şunları anlattı: “Cindy bana günde ortalama 2 bin lira kazandığını söylüyordu. Benim de kredi kartlarına yaklaşık 15 bin lira borcum vardı. Bunalıma girince plan yaptım. Cindy’yi arayıp internet sitesi için değişik fikirlerim olduğunu söyledim. 400 lira karşılığında sitesini yenileyeceğimi anlattım. Bana, ‘Para veremem’ deyince, ‘İki kez birlikte olur, ödeşiriz’ dedim. Kabul etti ve evine çağırdı. Bilgisayarı açarken yanımdaki bıçağı sırtına sapladım. ‘Ne yapıyorsun?’ diye bağırdı. Bıçağı kaç kez sapladığımı hatırlamıyorum. Boğazını kestikten sonra Cindy’nin bir şortunu giyip havluyla kanları temizledim. Çekmecedeki bin lirayı alarak kanlı elbiseleri bir torbaya koydum ve evden ayrıldım.”

Hürriyet

Cuma, Mayıs 08, 2009

mardin'de çocuk olmak...

mardin'de bir şey oldu, hala ne olduğunu nasıl olduğunu anlayamadığım... neredeyse 50 çocuğun aklına hiç unutamayacakları bir anı kazındı, aynı çocukların bundan sonra nasıl ayakta kalacağı meçhul... olayın bu en acı ve ürkütücü noktası hakkında yeni bir cümle kuramıyorum düşününce ağlayamadığımdan boğazım ağrıyor, ağrıdıkça boğazım ben ne yapacağımı şaşırıyorum...

birileri çıkıyor bunca felaketin ortasında bir de kız çocukları ayrı okutulsun diyor. (gündem her zamanki gibi karıştıkça karışıyor. karışıklıktan istifade değişiklikler başlıyor...) sonra başka birileri bu öneriyi destekliyor, ergenlik yaşı düştü diyor -bu birilerinin mevkilerini hatırlamak ile istemiyorum ki hatırladığımda daha çok ürküyorum.

ergenlik o kadar ürkütücü bir şey oldu ki bu ülkede, sanki doğal bir süreç değilmiş de buradaki kız ve erkek çocuklarına verilmiş bir cezaymış gibi algılanıyor. memelerinin çıkması mesela tecavüze davetiye oluyor. eğer erkeksen hormonlarının tavan yapması her şeye iznin olmasını sağlıyor ya da...

okulları ayıralım. kadını hiç tanımayan erkek sayısını artırıp, bacağını gördüğü kadını kuytuya çekme eğilimini artıralım iyice. kadınların neyin ne olduğunu bilmesini engelleyelim iyiden iyiye, baskılayalım iyice ki hata yapsınlar onlar da defalarca -kısa süre sonra söz hakları da kalmayacak zaten... daha kötüsü kadınla erkeği ayırdıkça ayıralım birbirinden. her ilçeye bir kadın okulu bir erkekokulu kurup sonra o kadın okullarını da kapatalım oldu olacak... eşitiz ya eşitlikçiyiz ona hizmet edelim...

o kadar sinirliyim ki toparlayamıyorum cümlelerimi. kocaman bir felaketin içinden onlarcası daha çıkıyor. hatta bir tek topraktan onlarcası fışkırıyor...