Perşembe, Kasım 27, 2008

belgele!

Kız yurdunda bekâret testi

Avcılardaki bir kız yurdunda müdür, yüzünde kızarıklık bulunan örenciden bekaret raporu istedi


Avcılar’daki Emel Kız Öğrenci Yurdu’nda kalan üniversite öğrencisi C.G’den boynunda ve yüzünde bulunan kızarıklık nedeniyle yurt yönetimi bekâret testi istedi. Cumhuriyet gazetesinin haberine göre C.G’nin boynunda ve yüzündeki kızarıklıkları gören yurt müdiresi Nuray Dağ, C.G’nin babasını aradı. Babasının, iddiaların gerçekdışı olduğunu söylemesine karşın kendisine inanmadığını söyleyen C.G. müdirenin, babasına “Kızınız cinsel ilişkiye girmiş” dediğini söyledi. C.G. bunun üzerine müdireyi aradığını ancak müdirenin kendisine “Böyle bir şey demedim. Baban senin gözünü korkutmak istemiş, ben yalnızca ‘Buraya gelin, konuşalım” dedim” diyerek konuyu kapatmaya çalıştığını dile getirdi.

Durum ortadaymış!

C.G. olayı şöyle anlattı: “Olaydan 4 gün sonra yurt müdiresi Dağ ile bir görevli ve doktor olduğu iddia edilen kapalı bir bayan, yüzüme ve boynuma baktı.

Yurt müdiresi babamı arayarak ‘Yanımda 2 yetkili var. Durum ortada, kızınızı gelip alın’ dedi. Babam, doktorun kim olduğunu sordu ancak müdire cevap vermedi. Ertesi gün babamla Küçükçekmece Kızılay Tıp Merkezi’ne gittim. Muayenenin sonucunda bakire olduğum belli oldu.”

C.G’nin babası ise, “Yurt yönetimi saçma sapan şeyler söyledi. Şok oldum. Yetkili birimlere şikâyette bulunacağız” diye konuştu.


(Radikal)

7 yaş

Küçükçekmece 2de bir İlköğretim Okulunda okuyan 1. sınıf öğrencisi 7 yaşındaki kız çocuğu, ağladığı için öğretmeni tarafından sınıf dışına çıkarıldı. Okulun hademesi Rasim K.'nın ağlayan çocuğu avutmak bahanesiyle tuvalete götürerek cinsel tacizde bulunduğu ileri sürüldü.

ANNE BENİ YIKA
Küçük kız eve gidince, "Anne beni yıka, Rasim amca ....." diyerek olayı anlattı. Aile çocuğu psikoloğa götürdü. Doktor, çocuğun tacize bağlı travma geçirdiği raporu verdi. Gözaltına alınan Rasim K. tutuklandı.

baba...kız

Babasını öldüren Özlem'in annesi yaşadıklarını anlattı: "Boşanmak istiyordum. Ancak eşim 'Vazgeç seni öldürür, kızını da geneleve satarım' diye tehdit ediyordu"..
Tokat'ta yaşanan cinayetin ardında bir değil birkaç dram çıktı. Baba katili olan bir evlat, bir yanda ortada kalan küçücük çocuklar ve diğer yanda yaşamı boyunca şiddet görmüş bir kadın... Tokat'ta eşi, 19 yaşındaki kızı tarafından öldürülen 7 çocuk annesi Hanife Altun, "Kızım avukat olmak istiyordu. O adam kızımın hayallerini yıktı. İstemediği kişiyle evlendirdi. Kızım bizim için kendini feda etti" dedi. Bir anda olanların şokunu atlatamayan Hanife Altun şunları söyledi: "Eşim Muhittin'in hedefi oğlumdu. Oğlum Marmaris'teki dayısının yanında iki ay çalıştı. Dönünce babasına 250 YTL para verdi. Babası 'Senin oğlun benden para kaçırıyor, onu öldüreceğim' diyordu. Olaydan 15 gün önce tekrar kavgamız oldu. 7 çocuğumla birlikte babamın evine geldim. Boşanma işlemlerine de başlamıştım. Sık sık haber yolladı. Dönmezsem beni, kardeşlerimi ve çocuklarımı öldürüp, sonra da kafasına kurşun sıkacağını söyledi. Başkalarının benim yüzünden canı yanmasın diye evime döndüm. Sadece Özlem dedesinde kaldı. Eve döndükten sonra 2 gece uyku uyumadım, çocuklarımı öldürecek diye..."

'BABAMI ÖLDÜRDÜM' DEDİ
Talihsiz kadın şöyle devam etti: "Olay günü de eline sopa alıp sarhoş olarak eve geldi. Beni dövdü. Oğlum da ablasına anlatmış. Özlem eve geldi ve bir şey olup olmadığını sordu. Sonra mutfağa geçti. Çay yapacak sanıyordum. Yarım saat sonra eşim bu kez bir elinde sopa bir elinde bıçak alkollü olarak tekrar eve geldi. Bana vurmaya başladı. O sırada Özlem çaydanlıkla geldi. Babasının yüzüne sonradan yağ olduğunu öğrendiğim şeyi attı. Eşim acı içinde kıvranırken, ben 'yapma' dedim. Özlem beni oturma odasına kilitledi. Bir süre sonra kapıyı açarak 'babamı öldürdüm' dedi. Elinde sopa titriyordu. Kızım avukat olmak istiyordu. O adam hayallerini yıktı. İstemediği kişiyle evlendirdi. Bizim için kendini feda etti. Bana 'boşanmaktan vazgeç, yoksa seni öldürür, kızını da geneleve satarım' diyordu."

EVE YAKLAŞMAMA CEZASI
Adam öldürmek, yaralamak ve uyuşturucudan sabıkalı Muhittin Altun'un en son temmuz ayı içinde evinin bahçesinde hint keneviri yetiştirdiği için yakalanarak, hakkında işlem yapıldığı belirtildi. Uzun süre işsiz olan Altun'un ailesini Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma'dan aldığı yardımlarla geçindirdiği, geçen yıl belediyenin aileye yardım amaçlı olarak Altun'un çalışması için prefabrik köfteci dükkanı yaptığı belirtildi. Altun hakkında, eşini ve çocuklarını dövdüğü gerekçesiyle dava açıldığı ve Altun'un öldürüldüğü gün 3 ay eve yaklaşmama cezası verildiğine dair tebliğ geldiği öğrenildi. Altun'a daha önce de mahkeme tarafından 1 ay eve yaklaşmama cezası verildiği ortaya çıktı.

(Sabah)

Çarşamba, Kasım 26, 2008

şantaj

Burdur'un Tefenni ilçesinde, 3 lise öğrencisi kızla yaşadıkları cinsel ilişkiyi görüntüledikleri ve şantaj yaptıkları iddia edilen 2 kişi tutuklandı.

Sağlık Meslek Lisesi'nde okuyan 3 kız öğrenciyle girdikleri cinsel ilişkileri cep telefonuna kaydedip, öğrencileri başka erkeklerle de ilişkiye girmeleri için şantaj yaptıkları ileri sürülen İ.Ş. ile Y.O, polis ekiplerince yakalandı.


Zanlılar, çıkarıldıkları mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.


(Hürriyet)

tekrar 14 yaş...

14 yaşındaki kıza 7 kişi tecavüz etti



Bursa Osmangazi'de yaşayan G.İ. (14), annesi Saadet Ç.'nin babasından ayrıldıktan sonra bir başkasıyla evlenmesini kabul edemedi. En son 15 gün önce üvey babasıyla tartışan küçük kız, evden kaçtı. Kısa süre sonra da Murat T. (20) ile tanıştı. Önce T, daha sonra da arkadaşları küçük kıza defalarca tecavüz etti. Bu sırada ailesi ve polis, her yerde kayıp kızı aradı. Ekipler, G.İ.'yi tesadüfen bir kafede buldu. Tecavüzler raporuyla belgelendi, 7 zanlı tutuklandı.
(Takvim)

Çarşamba, Kasım 19, 2008

güzel (a.)

*buraya o gözlerimi öfkeden ve acıdan dolduran haberleri özellikle koymadığımı bilesin. sen zaten burayı bulup, okumazsın diye yazıyorum ben. sen unutmak isterken tekrar daha büyük acılarla ve kabuslarla uyanma güzel uykundan diye... onların yaptıklarından utanarak yazıyorum ben...



(a.)
bir gazeteci olarak, bir kadın olarak, birçok kadın gibi kötü anılara sahip biri olarak ama bunların hiçbirinin önemi olmadan, bir insan olarak nasıl öfke dolu olduğumu, nasıl içimin acıdığını, ona nasıl sarılmak, o güzel, gür, kıvırcık saçlarını okşamak istediğimi anlatamam.

hiçbir ahlaki kurala sığmayacak bir iğrençliğin kurbanı olmuş, ardından bunun çok daha ahlaksızcasıyla yüzleşmek zorunda kalmış güzel (a.), şimdi unutmasına izin verilmeden yaşamaya mecbur bırakılıyor. insanların her yerde acımasızca "evet (a.), bize o acı olayı anlatır mısın?" diyeceği yeni bir yola giriyor. üstelik bu insanların hepsi onun haklarını korumak, sesini duyurmak istediklerini tekrarlayıp dururken yaralarını kanırtmaya devam edecek ve eminim o da bunların hepsini biliyor.

etik ne ki? kural koymak ne? tüm bunları bilmek, bir insanın arkasında durup onu bile isteye suçsuzken savunma yapmak zorunda bırakmak ne?

insansınız değil mi? gazetecisiniz ve yazmak zorundasınız değil mi? ona ulaşmak ve yaşadıklarını yüzlerce kez anlattırmak zorundasınız değil mi? siz hiçbir şey değilsiniz aslında. siz bahsi geçen 17 yaşındaki ruh hastası kadar tecavüzcüsünüz sadece. içindeki açlığın beynine hükmetmesine göz yuman leş kargalarısınız. mesleğimden, içinde yaşadığım toplumdan, hepinizden utanıyorum. bir tek akasya var, bir tek canı yanan ve sizin ısrarla sömürdüğünüz insanlar var, bir tek sizin çirkinliğinizi görebilen gözler var... bundan başkaca bir şey yok ve ben hakikaten utanıyorum...

güzel (a.)... yoluna dökecekleri dikenlerin üstünden güzel gözleri ışıldayarak, hoplaya zıplaya geçebilecek güçteki (a.)...tek başına yüklendiği en büyük sırrıyla , cesaretiyle, güçsüz olduğuna inandığı zamanlardaki gücüyle çok güzel (a.)... üzerlerine basacak ve geçecek, bunun altından kalkınca hepsini yıkıp geçecek (a.)... varlığın * kendine armağan olsun...

Salı, Kasım 18, 2008

kampanya




(yine) 14 yaş...

Sapıkları vicdan yakalattı

Bilecik'te yaşanan 2 ayrı iğrenç olayı, bir insanlık örneği ortaya çıkarttı. Herkesin birbirine sattığı 2 küçük kızı, 'Benim de aynı yaşta kızım var' diyen bir baba kurtardı.



Bilecik'te Ö.A. adlı 14 yaşındaki kız, iddiaya göre yaşı büyük bir erkekle cinsel ilişkiye girdi. Bu kişi, küçük kızla girdiği ilişkisini cep telefonuyla kayda aldı.

Çirkin teklif
Kimliği açıklanmayan kişi, daha sonra Ö.A.'yı, "Görüntüleri herkese dağıtırım" diyerek tehdit etti. Küçük kızın tehditle başka erkeklerle de cinsel ilişkiye girdiği öne sürüldü. Bu kişinin, esnaflık yapan birine de teklif götürdüğü, söz konusu esnafın Ö.A.'yı görüp, "Kızım da aynı yaşta" diyerek kabul etmediği öğrenildi. Ve vicdanının sesini dinleyen esnaf, polisi aradı. Kızla birlikte olan 8 zanlı tutuklandı.

Hamile kaldı
Gölpazarı'nda da yine 13 yaşındaki E.A.'yla ilişkiye giren bir gencin, bu ilişkiyi kaydederek şantajla küçük kızı pazarladığı öne sürüldü. Hamile kalan kızın yakınlarının ihbarıyla 6 kişi tutuklandı.
(Takvim)

Pazar, Kasım 16, 2008

kaybolan anne... kaybolan çocuklar...

İnsanlığın bittiği vahşetin başladığı an


Antalya'da bir kişi kendisini aldattığı gerekçesiyle 6.5 aylık hamile eşini önce dövdü, sonra 4 yaşındaki kızın gözü önünde öldürüldü. Kadının karnındaki bebek kurtarıldı

Soner KOCAER
ANTALYA - 26 yaşındaki Suat Dalgakıran, kendisini aldattığından şüphelendiği 6.5 aylık hamile eşi 22 yaşındaki Fatma Dalgakıran'ı sokak ortasında 4 yaşındaki kızı K.'nın önünde bıçaklayarak öldürdü. Dalgakıran'ın karnındaki erkek bebek sezaryenle kurtarıldı.
Olay, saat 15.00 sıralarında Muratpaşa Mahallesi 564 sokakta meydana geldi. Bir ay önce Şarampol Polis Merkezi'ne giden Suat Dalgakıran, 5 yıl önce evlendiği eşi Fatma Dalgakıran'ın mahallelerindeki kahevenin işletmecisiyle ilişkisinin olduğunu öne sürerek ikisinden de şikayetçi oldu. Dalgakıran daha sonra çok sevdiği erkek bebeğe hamile eşinden vazgeçemeyeceğini anlayınca barıştı, polis de herhangibir işlem yapmadı.
Suat Dalgakıran, öğle saatlerinde evinde eşiyle yine kendisini aldattığını öne sürerek tartıştı. Dayak korkusundan evden dışarı çıkan eşinin peşinden giden Suat Dalgakıran, sokak ortasında yakalayıp dövmeye başladı. Dalgakıran, hemen sonra yanında taşıdığı bıçakla, kızı K.'nın gözleri önünde eşini 12 bıçak darbesiyle yaraladı. Çevredekilerin ihbarıyla olay yerine gelen polis Suat Dalgakıran'ı gözaltına alırken, çağrılan ambulansla kaldırıldığı Antalya Atatürk Devlet Hastanesi'nde tüm çabalara karşın kurtarılamadı. Dalgakıran'ın karnındaki bebek ise sezaryenle alınarak kuvöze konuldu. Erkek bebeğin sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi. Babasının, annesini gözleri önünde bıçaklamasının şokunu yaşayan minik K. ise akrabaları tarafından götürüldü.
(Radikal)

gençlik (!) grubu???

Üzmez protestosuna 'çivili sopalarla' saldırı
İstanbul Üniversitesi’nde bir grup çivili sopalarla Hüseyin Üzmez’in tahliye edilmesini protesto eden kadın öğrencilere saldırdı
Vakit Yazarı Hüseyin Üzmez’in tahliye edilmesine tepki için imza toplayan bir grup kadın öğrenci, çivili sopalar taşıyan öğrencilerin saldırısına uğradı. Dün saat 13.00 sularında İ.Ü. İktisat Fakültesi koridoruna gelip ‘Dini bütün Hüseyin Üzmez, 14 yaşında bir kıza tecavüz etti’ yazılı afişlerin kaldırılmasını isteyen ‘Müslüman Gençlik’ grubu iddiaya göre ardından tekbir getirerek çivili sopalarla saldırdı. Üç öğrenci yaralandı. Üniversite güvenlik görevlileri yetersiz kalınca çağırılan polis, üç kişiyi gözaltına aldı. Adli Tıp Kurumu da Üzmez’e tahliye getiren Adli Tıp Raporu’nu eleştiren elemanları hakkında soruşturma başlattı. 14 yaşındaki bir kız çocuğuna cinsel istismarla suçlanan Üzmez’in “Çocuğun ruh ve beden sağlığı bozulmamıştır” diyen Adli Tıp Raporu’yla tahliyesi kamuoyunda gürültü koparınca Türk Tabipler Birliği, Adli Tıp Uzmanları Derneği, Türk Pediatri Kurumu gibi birlik ve dernekler bir kurul oluşturarak ‘Üzmez raporu’nu incelemişti. “Tahliye getiren rapor tıbbi açıdan geçersiz, hukuken yok hükmünde” diyen kurul bunu 3 Kasım’da basın toplantısıyla açıkladı. Adli Tıp ise kuruldaki birliklerde görev alan ve bu toplantıya katılan Adli Tıp’çılar Lale Tırtıl ve Serhat Gürpınar hakkında idari soruşturma açtı, uzman Elif Kırteke’nin savunması istendi.
(Radikal)

Perşembe, Kasım 13, 2008

Erkekler daha eşit

130 ülke arasında kadın erkek eşitliği araştırıldı. Türkiye 123. oldu.

Dünya Ekonomik Forumu'nun 130 ülke genelinde yaptığı 'kadın-erkek eşitliği' araştırmasından yüzümüzü kızartacak bir sonuç çıktı. Her 3 kadından 1'inin şiddete ve tacize maruz kaldığı Türkiye; eşitlik sıralamasında kendine 123. sıradan yer buldu.

***

Türkiye'de kadın erkek eşit değil
Dünya Ekonomik Forumu'nun yayımladığı yıllık kadınerkek eşitliği sıralamasında Türkiye 130 ülke içinde 123'üncü sırada yer aldı. İlk sıraları geçen yıl olduğu gibi Norveç, Finlandiya, İsveç ve İzlanda'nın aldığı raporda, ABD 27. sırada kaldı. Tunus 103, Ürdün 104, Birleşik Arap Emirlikleri 105, Mısır 124, Fas 125, Pakistan 127, Suudi Arabistan 128 ve Yemen 130. sıraya yerleşti. Söz konusu rapor, eğitim seviyesi, siyasete katılım, sağlık ve yaşam süresi gibi kriterlere bakılarak hazırlanıyor.
(Takvim)

"‘Mahkemede dövmeyeceğim’ dedi kurşunlayıp intihar etti "

Babatlı ‘Bir daha karşınıza gelirsem beni asın’ demişti

DİYARBAKIR’DA 7 Kasım tarihinde eşini silahla öldürdükten sonra intihar eden Süleyman Babatlı hakkında geçen ay Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca ‘eşe karşı kasten yaralama’, ‘silahla tehdit’ ve ‘kötü muamele’ suçlarından işlem yapıldığı belirlendi. Eşi Fatma Babatlı’nın ölümünden bir ay önce yaptığı şikayetle gözaltına alınarak savcılığa çıkarılan Babatlı’nın, o tarihte tutuklanma istemiyle 1. Sulh Ceza Mahkemesi’ne sevk edildiği öğrenildi. Babatlı, mahkemede, yaptıklarından pişmanlık duyduğunu belirterek, ‘Eşime kötü davranışlarda bulunduğumu kabul ediyorum. Bir daha karşınıza gelirsem beni idam edin’’ demişti.

SOKAKTA ÖLDÜRMÜŞTÜ

MAHKEME,
‘mevcut delil durumu ve tutuklamanın ceza değil tedbir olduğu’ gerekçesiyle savcılığın tutuklama talebini reddetti. Mahkeme, şüpheli Babatlı’nın hazırlık soruşturması tamamlanıncaya kadar en yakın karakola giderek imza atmasını kararlaştırmıştı. Babatlı, 7 Kasımda, tartıştığı 7 çocuklu eşi Fatma Babatlı’yı sokak ortasında silahla öldürdü. Daha sonra intihara kalkışan ve ağır yaralanan Babatlı, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. AA

(Star)

direncin cezası?

Samsun'da gece öğrenimi gördüğü okuldan evine dönen üniversiteli kız öğrenci, kendisini taciz etmek isteyen kişiye direnmesi sonucu boğazından bıçaklanarak yaralandı.

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Eğitim Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölümünde gece öğrenimi gören F.M. (18), okul çıkışı Sarıışık köyündeki evinin yakınında kimliği henüz belirlenemeyen bir kişinin saldırısına uğradı. Genç kızı taciz etmek isteyen saldırgan, F.M'nin direnerek bağırması üzerine genç kızı boğazından bıçakla yaralayarak kaçtı.

Bu sırada, F.M'nin yakınları çığlık sesleri duymaları sonucu dışarı çıktı. Kanlar içindeki genç kızı otomobille hastaneye kaldırmak isteyen F.M'nin ve yakınlarının bulunduğu araç kaza yaptı. Bunun üzerine olay yerine çağrılan 112 Acil Servis ekipleri tarafından genç kız, Gazi Devlet Hastanesine kaldırıldı. Kazada hafif yaralanan genç kızın babası Ali M. de aynı hastanede ayakta tedavi gördü.

Yetkililer, saldırı olayıyla ilgili aynı köyde oturan bir kişinin arandığını bildirdiler. Genç kızın durumunun ise ciddiyetini koruduğu belirtildi.

Çarşamba, Kasım 12, 2008

koru(ma)

Fatma'nın tek isteği dayak yememekti

09/11/2008

‘Koruma’ altındaki kadın, eşi tarafından sokak ortasında vuruldu. Kadın örgütleri isyanda

YONCA CİNGÖZ

DİYARBAKIR- Şiddet gördüğü gerekçesiyle boşanma davası açan Fatma Babatlı, önceki gün Diyarbakır’da sokak ortasında eşinin silahından çıkan kurşunların kurbanı oldu. Aile Mahkemesi’nden koruma kararı da olan Babatlı pekçok benzeri gibi ‘korunamadığı’ için davası sonuçlanmadan can verdi.
Yedi çocuk annesi 35 yaşındaki Fatma Babatlı, evliliğinin başından beri eşi Süleyman Babat’tan şiddet görüyordu. Temmuz ayında Büyükşehir Belediyesi’ne giderek evden ayrıldığını anlattı ve maddi destek istedi. Belediye, Babatlı’yı Diyarbakır Kadın Sorunlarını Araştırma ve Uygulama Merkezi’ne yönlendirdi. Avukat bulundu ve davası açıldı.
Uzaklaştırma kararı yüzünden eve giremeyen eşi sürekli rahatsız ediyor, camları kırıp bağırıyordu. Fatma birçok kez polisi aradı ve eşi yalnızca bir gün gözaltında kaldı. İddiaya göre, orada ‘Benim eşime kim bu akılları veriyor?’ diye soran Süleyman Babatlı’yı polis, “Karşıda Kadın Merkezi var, oradan getiriyorlar kadınları” diye bilgilendirdi.
Bir süre sonra boşanmayı önlemek için aile büyükleri araya girdi. Fatma, bir kez daha denemeye karar verdi. Birlikte yaşamaya başladılar ancak ikinci bahar iki hafta bile sürmedi. Fatma yine şiddet görüyordu. Yeniden Kadın Merkezi ile iletişim kuran kadın, boşanmaya kesin kararlı olduğunu söyledi. Bu kez ailesinin yanına taşındı. Ancak temmuz ayından beri koruma kararı olmasına rağmen, tehditlere rağmen onu koruyan hiçbir kuvvet yoktu.
15 Ekim’de yeniden boşanma davası açıldı. Bu haber eşini öfkelendirdi. 10 ve 27 Ekim’de eşin tehdidiyle ilgili yeniden savcılığa suç duyurusunda bulunuldu ancak gelişme olmadı. Fatma Babatlı, önceki gün eşinin telefonuna yanıt verdiğinde duyduklarına inanamadı. Eşi “Tamam boşanalım. Size ve çocuklara bir ev alacağım. Birlikte gidip eve bakalım” dedi. Fatma ona inanıp ailesinin evinden çıktı. Bir süre birlikte yürüdüler ancak birkaç sokak ileride silahını çıkaran Balatlı, önce eşini öldürdü, sonra aynı silahla intihar etti.

‘Katilleri kim?’
Diyarbakır’da kadın örgütleri dün birlikte cinayeti kınarken, “Fatma’nın katilleri kimler? Kadına yönelik şiddeti meşru gören, gösteren anlayış mı? Fatma’yı karakoldan evine gönderen polis mi? Koruma kararı verip uygulamayan savcı mı? Şiddet uygulayan eşini salıverenler mi? Aileyi korumak için yasa çıkarıp boşluklarını tamamlamayan Meclis mi? Gediği kapatmak için genelge yayınlayıp takibini yapmayan hükümet mi?” diye sordu.

(Radikal)

namus? baskın? kontrol?

Kız yurdunda namus baskını

09/11/2008

Beşiktaş'taki bir kız yurdunda kalan öğrenciler kimliği bilinmeyen bir ihbarcı yüzünden sürekli sorgulanıyor

İstanbul Beşiktaş’taki özel bir kız yurdu aylardır Valilik ve Emniyet’e asılsız ihbarlarda bulunan kişinin kâbusunu yaşıyor. Akşam gazetesinden Eren Demir'in haberine göre utandıran olay şöyle gelişti: Kimliği belirsiz ihbarcı Valiliğe “Bu yurttaki kızlar hep hamile, yurda giren çıkan hiç belli değil, sarhoş olup sokakta naralar atıyorlar” şeklinde mail attı. Aynı ihbar defalarca 155 hattına da yapıldı.

Art arda gelen ihbarlar üzerine Valilik, Milli Eğitim’i harekete geçirdi. Polis de yurt hakkında inceleme başlattı. Önceki gün yurda önce bir ahlak polisi daha sonra İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nden bir görevli gelip iddiaları yerinde inceledi. Milli Eğitim görevlisi, rasgele seçilen 30 kız öğrenciye iddiaları sorup, ifadelerini aldı. Kızlara şu sorular yöneltildi:
1-Yurttaki kızlar hamile mi?
2- Öğrenciler içip içip sokaklarda naralar atıyor mu?
3- Yurda erkekler girip çıkıyor mu?
Üniversite öğrencisi kızlar sorular karşısında büyük şaşkınlık yaşayıp ifade dilekçelerini doldurdu.

ERKEK BİLE YAKLAŞMAZ
İfadesi alınan öğrenciler şunları söyledi: Kaldığımız yurt çok düzgün bir yer. Öyle olmasa ailemiz kalmamıza izin vermez. Akşam saat 23.00’ten sonra içeri girmek, yurtta içki içmek, yurda sarhoş gelmek yasaktır. En ufak geç kalma durumu aileye bildirilir. Bırakın erkek girmesini, yurdun önüne bile erkek arkadaşlarımız yaklaştırılmaz. Bu iddiaların bize sorulması bile çok mantıksız.

BİRİ UĞRAŞIYOR
Yaşanan olaylar en çok yurt sahibi Mehmet Yorgancılar’ı üzdü.
Telefonla ulaştığımız Yorgancılar önce konuşmak istemedi, ardından ağzından şu isyan dolu sözler döküldü: “Biri bizimle uğraşıyor. Bu yapılan üçüncü ihbar. Kaymakamlığa, Emniyet’e gittim. Dedim ki ‘Yurdumu araştırın, asılsız iddiaların sahibini lütfen bulun. Onunla yasa önünde hesaplaşmak istiyorum.’ Milli Eğitim ve polis de haklı olarak ihbarı soruşturuyor”

BEN DE BİR KIZ BABASIYIM
Kendİsİnİn de üniversite öğrencisi bir kızı olduğunu belirten yurt sahibi Mehmet Yorgancılar şunları söyledi: Yurdu kızımız üniversiteyi kazanıp İstanbul’a geldiğimiz için açtık. Yurtta kalan tüm kızlar bizim çocuğumuz. Yurt kayıtlarında kurallarımızı belirten dilekçe imzalatırız. Çünkü bu çocuklar velilerin bize emaneti. Biz onları gözümüzden sakınırken biri saçma sapan iddialar ortaya atıyor. Sanıyorum, Milli Eğitim görevlisi ve polis de bu iddialar karşısında şaşkın. Ama görevlerini yapıyorlar. Bırakın yurda erkek girmesini, beni ziyarete gelen arkadaşlarımı bile yurda almam. Kendi kızım bile yurda geldiği zaman onu öpmüyorum. O derece hassasız.

BAKANLIKTAN TEŞEKKÜR
Milletvekilleri ve müsteşar çocuklarının da güvenli olduğu için yurtlarını tercih ettiği belirten yurt sahibi sözlerini şöyle tamamladı: Yaşanan bu olay beni resmen paranoyak yaptı. Aklım mantığım böyle bir şeyi almıyor. Yetkililerden tek isteğim bu asılsız iddiaları ortaya atan kişiyi bulmaları. Milli Eğitim soruşturması sonucu olayın savcılığa yansımayacağını düşünüyorum.

VELİLER OLDUKÇA MEMNUN

Asılsız ihbarlara maruz kalan yurttan ise şimdi ve daha önce çocukları kalan aileler oldukça memnun. Çocukları eğitim için şehir dışından İstanbul’a gelen aileler, bir karı koca tarafından işletilen yurdu, aile ortamı nedeniyle tercih ediyor. Yurt kuralları titizlikle uygulanıyor.
Disiplinsiz hareketlerde bulunan öğrencinin çıkışı hemen veriliyor. Geç gelen veya bir arkadaşında kalmak isteyen öğrencinin durumu ise anında velisine duyuruluyor.

ATA ÖZER: BASKIN FALAN YOK
İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Ata Özer, "Beşiktaş’ta bir kız öğrenci yurduna ilçe milli eğitim müdürlüğü görevlilerince
teftiş amacıyla gece baskın yapıldığı" iddiasına ilişkin "Orada, ilçe milli eğitim müdürlüğü görevini yapmıştır" dedi.
AA muhabirinin, bir gazetede yer alan iddiaya ilişkin sorularını cevaplandıran Özer, "söz konusu haberin tamamen saptırma olduğunu" söyledi. Teftişin tam olarak saat kaçta gerçekleştiğini bilmediğini, bu konuda Beşiktaş Kaymakamlığı’ndan rapor istediğini belirten Özer, şöyle devam etti: "Vatandaş kaymakamlığa dilekçe veriyor, şikayette bulunuyor. Dilekçede, o sorulara ait ifadeler de var. Kaymakamlığın görevlendirmesi üzerine de teftiş yapılıyor. Orada, ilçe milli eğitim müdürlüğü görevini yapmıştır. Kaldı ki bu milli eğitime değil, Beşiktaş Kaymakamlığı’na verilen bir dilekçe. Dilekçede belirtilen soruları sormak mecburiyetindedir. Kurum temiz çıkmıştır. Uzaktan yakından dilekçedeki iddialarla alakası yok. İftira edilmiş görünüyor. Milli eğitim görevlileri, teftişe mesai saatleri içinde gider. Yetkililer akşam yurttaysa gider bu sorular sorulur. Gündüz bulunamayan, sadece yatmaya
gelen kişilerin ifadesi de gidilir alınır. Öyle baskın maskın yok. Başlık çok çirkin." Ata Özer, konuyla ilgili bilgi aldıktan sonra yarın yazılı açıklama yapacağını sözlerine ekledi.

(Radikal)

boynuz indirimi...

Eşini öldüren boynuz desin!

10/11/2008

Eşini öldüren kocanın ömür boyu olan hapis cezası "Bana boynuzlu dedi" deyince 16 yıla indirildi


Bahri KARATAŞ/İZMİR, (DHA)

İZMİR'de kendisini aldattığını iddia ettiği eşini öldüren Ethem Gürsoy mahkeme tarafından ömürboyu hapis cezasına çaprtırıldı. Ancak ceza, eşinin kendisine ‘Boynuzlu, p..enk’ dediği gerekçesiyle 16 yıl hapse indirildi.
İzmir’de kitap pazarlamacısı bir çocuk babası 34 yaşındaki Ethem Gürsoy, geçen mart ayında cinayet bürosuna avukatıyla gelip karısını öldürdüğünü söyleyerek teslim oldu. Suç aleti tabancayı da emniyete getiren Gürsoy ifadesinde, kitap pazarlamacılığı yaptığını, sabah uyandığında 17 yıllık ev kadını eşi 34 yaşındaki Tülay’ın, birisiyle cep telefonuyla konuştuğunu ve karşısındaki kişiye ‘Canım, cicim’ diye hitap ettiğini duyduğunu öne sürdü. Cinayeti polise ayrıntılı şekilde anlatan Ethem Gürsoy, hızla yanına gittiği eşinin, daha önceden hiç görmediği ve numarasını dahi bilmediği cep telefonunu kapattığını, pilini de yerinden çıkararak sorularına cevap vermediğini, konuşup gerçekleri anlatması için eşi Tülay’ı masada karşısına oturttuğunu, eşinin kendisine, ‘Boynuzlu p..enk. Boşayacaksan boşa’ dediğini iddia etti. Bu sözler üzerine çılgına dönüp, bulundurma ruhsatlı tabancasıyla ateş eterek eşini öldürdüğünü anlattı.
Polis olayın olduğu eve geldiğinde Tülay Gürsoy’un eşini üç el ateş ederek öldürdüğü, cinayetten sonra silah sesine uyanan 17 yaşındaki oğlunu alıp, akrabalarının evine gittiği ve olayı orada oğluna anlattıktan sonra teslim olduğunu belirlendi.


ÖNCE ÖMÜR BOYU HAPİS

İzmir 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde, ‘eşini kasten öldürmek’ suçundan ömürboyu hapis cezası istemiyle tutuklu yargılanan Ethem Gürsoy, son kez hakim önüne çıktı. Avukatı aracılığıyla son savunmasını yapan Ethem Gürsoy, olayların bu safaya gelmesinden dolayı çok pişman olduğunu, eşini çok sevdiğini, başkalarıyla konuşmalarını ve chatleşmelerinin sonucu tartışma sırasında kendisine söylediği ağır sözler yüzünden bir anlık öfke ile cinayeti işlediğini, pişman olduğunu söyledi. Mahkeme heyeti Ethem Gürsoy’u önce ömürboyu hapis cezasına çarptırdı. ardından ölen eşinin ‘boynuzlu p..enk” sözlerini ağır tahrik nedeni sayıp, Gürsoy’un cezasını 16 yıl hapse indirdi.

(Radikal)

çete?

Sapıklar, kaza yapınca yakalandı

11/11/2008

Çorum’da İzmir'den getirdikleri 12 yaşındaki kızı erkeklere pazarlayan bir çete trafik kazası yapınca yakayı el verdi


Kemal KARADAĞ/OSMANCIK (Çorum)

ÇORUM'un Osmancık İlçesi'nde meydana gelen kazada hafif yaralanan 12 yaşındaki P.T.'nin, yapılan kimlik kontrolünde İzmir'den kaçırıldığı ve erkeklere pazarlandığı ortaya çıktı. Aynı otomobilde bulunan 36 yaşındaki Mustafa Y.'nin verdiği ifadeler doğrultusunda küçük kızı kaçırıp pazarlayan ve onunla birlikte olan 11 kişi daha yakalanıp gözaltına alındı. P.T.'yi İzmir'den getirdiği ileri sürülen Ali Y. ise aranıyor.
Olay dün gece Osmancık İlçesi'nde meydana geldi. ‘Hırsızlık’ suçundan aranan ve İzmir'de oturan 28 yaşındaki Ali Y., iddiaya göre 12 yaşındaki P.T. ile tanışıp zorla cinsel ilişkiye girdi. Ardından P.T.'yi kaçırıp Çorum'un Osmancık İlçesi'ndeki arkadaşlarının yanına getirdi. Burada Mustafa Y. ile İbrahim B. de P.T. ile cinsel ilişkiye girdi. Ardından bu üçlü, küçük kızı başka erkeklere para karşılığı pazarlamaya başladı.
3 kişi, güvenlik güçleri tarafından arandıklarını öğrenince dün gece ilçeden kaçmak istedi. Ancak Osmancık'tan 20 kilometre uzaklıkta, Laçin İlçesi'ne giderken, yolda jardarma kontrolü olduğunu görünce tekrar Osmancık yönüne döndü. Ancak dönerken aşırı sürat sonucu Ali Y., yönetimindeki 35 CMH 36 plakalı otomobille, karşı yönden gelen 19 AK 884 plakalı TIR'a çarptı. Osmancık'a 6 kilometre kala meydana gelen kazada hafif yaralanan Ali Y., olay yerinden kaçtı. Otomobildeki Mustafa Y. ile P.T. ise Çorum Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı.
Burada jandarma, P.T.'nin İzmir'de arandığını, hakkında kayıp başvurusu olduğunu belirledi. Bunun üzerine Mustafa Y. gözaltına alındı. P.T.'nin üzerinden 22 yaşındaki Derya D. adında başka bir nüfus cüzdanı daha çıktı. Yapılan soruşturma sonucu Mustafa Y. suçunu itiraf etti. 11 kişinin küçük kızla birlikte olduğu belirlenip, bu kişiler de bugün düzenlenen operasyonlarla gözaltına alındı. Gözaltına alınan Mustafa Y., İbrahim B., U.D., M.Ç., F.Ç., Ş.Y., K.E., N.B., N.D., M.O., M.S. ve H.Ç.'nin, ifadelerinin alınmasının devam ettiği belirtildi. Kaçan Ali Y.'nin yakalanması için ise bölgede geniş çaplı araştırma başlatıldı.
Koruma altına alınan P.T.'nin ise tedavisinin ve yapılacak sağlık kontrollerinden sonra İzmir'e gönderileceği öğrenildi. Çıkacak sağlık raporu ve ailesinin durumunun araştırılmasından sonra küçük kızın İzmir'de de koruma altında tutulmaya devam edilebileceği belirtildi.(dha)

(Radikal)

Pazartesi, Kasım 10, 2008

Kız bebek vahşeti

Kaçırıldığı iddia edilen dört aylık bebek derede ölü bulundu. Annesi ‘Beşikten düşerek öldü. Kayınvalidemle korkup dereye attık’ dedi. Dayı ise ‘Babaanne bebeği kız diye sevmiyordu’ iddiasında bulundu

İSKENDERUN’DA ailesinin kaçırıldığını iddia ettiği 4 aylık bebek dere yatağında ölü bulundu. Bebeğin anne, babaanne ve dedesi gözaltında. Olay Yıldırımtepe Mahallesi’nde meydana geldi. Pazarda tezgahını kuran bir esnaf dere yatağında bir bebek cesedi olduğunu görünce polisi aradı. İskenderun Devlet Hastanesi morguna kaldırılan bebeğin ilk otopsisinde göğüs, bacak ve koltuk altında darp izlerine rastlandı. Ceset bulunmadan kısa süre önce polise bebeğin kaçırıldığı ihbarını yapan anne Müzeyyen G., babaanne Sive G. ve dede Zübeyir G. gözaltına alındı. Eşi bir haftalık asker olan genç kadın ‘Kayınvalidem bebeği beşikten düşürdü. Öldüğünü görünce de korkudan cesedi dere yatağına bırakıp ‘kaçırıldı’ diye karakola başvurduk’ dedi.

‘KAÇIRILMASI İMKANSIZ’

SİVE G. ise ‘Beşikten düşüp öldü sonrasını hatırlamıyorum’ ifadesi verdi. Dede ‘Hiçbir şeyden haberim yok’ dedi. Ancak bebeğin dayısı Ziya Demirkıra ‘Kardeşim, hamile kaldığı iki erkek bebeği kaybetti. Bu yüzden kayınvalidesi kardeşime kötü davranıyor, bebeği kız olduğu için sevmiyordu’ iddiasında bulundu. AA / HATAY

(Star)

Cuma, Kasım 07, 2008

boğaz kesen çocuk(lar)...

İnternette tanıştıkları kızın boğazını kestiler

Tarık YILMAZ � YOZGAT / SABAH
07.11.2008
Yozgat'ta 3 gündür kayıp olan 15 yaşındaki liseli kız E.B.P ormanlık alandaki gölet kenarında boğazı kesilmiş halde bulundu. Kaldırıldığı hastanede tedavisi süren ve hayati tehlikesi bulunan liseli kızın, internetten tanıştığı 16 ve 14 yaşlarındaki iki öğrenci tarafından gasp edildiği ortaya çıktı. Üç gün önce ailesinin kayıp başvurusu üzerine aranmaya başlayan E.B.P, 20 saat boyunca yaralı olarak kaldığı gölette bulundu. Olayla ilgili soruşturmada polis genç kızın, Yozgat'ta iki ayrı lisede eğitim gören erkek arkadaşları 16 yaşındaki Ü.A. ile 14 yaşındaki F.K'yi gözaltına aldı. Sorgulama sonucunda E.B.P'nin, söz konusu iki öğrenciyle internet üzerinden tanıştığı ve salı günü Boğazlıyan ilçesinden Yozgat'a gelerek bu arkadaşlarıyla birlikte Yozgat Çamlığı'na gittiği ortaya çıktı. İki erkek öğrencinin, genç kızın 180 YTL ve telefonunu gasbettikleri, usturayla kızın boğazını kesip, göletin kenarına bırakıp kaçtıkları iddia edildi.
(Sabah)



çocuk...

Cinsel istismardan 22 yıla mahkûm oldu

07.11.2008

Şırnak'ta 2 yıl önce 6 kız çocuğunu taciz ettiği, 2 kız çocuğunu da tecavüz edip öldürdüğü iddiasıyla tutuklanan Abdullah Başçi, davalardan birinde mahkûm oldu. Sanığa cinsel istismar ve alıkoymaktan 22 yıl hapis cezası verildi. Sanık 2006'da konulduğu cezaevinde dayak yemiş, hastaneye getirildiğinde linç edilmek istenmişti. Olaylarda biri asker 2 kişi ölmüştü.
(Sabah)


14 yaş...

6 kişi, liseli kızla ilişki iddiasıyla tutuklandı

07.11.2008


Antalya'nın Finike ilçesinde 14 yaşındaki Anadolu Lisesi öğrencisi kızla birlikte oldukları iddiasıyla gözaltına alınan 10 şüpheliden 6'sı tutuklandı. Pazar günü evinden kaçan kızın ailesinin polise başvurması üzerine yakalananlardan 6'sı "küçük yaşta çocuğa cinsel istismar" suçundan cezaevine gönderildi. Liseli kızın ise SHÇEK'e gönderildiği bildirildi.

hakaret...

'Kimseden korkumuz yok, susmayacağız'

07.11.2008
Müjde Ar, kendisi hakkında 'pornocu' ve 'grup seks yapanlar' diye yazan Dilipak'ı mahkemeye verdi..
NTV'de yayınlanan "Haydi Gel Bizimle Ol"da Müjde Ar, Pınar Kür, Çiğdem Anad ve Aysun Kayacı, 14 yaşında bir kıza cinsel istismarla suçlanan Hüseyin Üzmez'i tartışmışlardı. Bunun üzerine Vakit yazarı Abdurrahman Dilipak köşe yazısında Müjde Ar ve Aysun Kayacı'ya ağır hakaretlerde bulunarak, "Müjde Ar bile Aysun Kayacı ile birlikte 'ahlak' dersi vermeye kalkıyor (...) Bunlar 'pornocu' değil mi? Grub seks yapıp, ensest ilişkiye giren Lolita takımından değiller sanki" diye yazmıştı.

HAKARET DAVASI AÇTI
Köşe yazısını okuyan Ar, Aysun Kayacı ile birlikte hareket ederek Dilipak'a hakaret davası açtı. Ar "Bu tür iftira ve hakaret içeren saldırılar karşısında asla suskun kalmayacağız. Bizi korkutamazlar ve yıldıramazlar. Özellikle toplum vicdanını çok yaralayan çocuk ve kadınlara yönelik cinsel istismar ve tecavüz vakalarına karşı çıkmaktan, toplumun tepkisini dile getirmekten bizi alıkoyamazlar" dedi.

(Sabah)

Perşembe, Kasım 06, 2008

evlat...



Annesinin sevgilisini ezerek öldürdü

Zonguldak Çaycuma'da; 27 yaşındaki Aytekin Kara, 39 yaşındaki evli sevgilisi Hanım K.'nin oğlu Murat K. tarafından önce darp edildi, daha sonra otomobille ezilerek öldürüldü. Olaydan sonra yakalanan zanlı ifadesinde, ölen gencin annesiyle ilişkisi olduğunu ve 8 bileziğini aldığı için öldürdüğünü söyledi. K. ile birlikte Hanım K., S.K. ve C.K de gözaltına alındı.

msn...

İstanbul'da internette tanıştığı sevgilisi Y.Z.'nin kendisini aldattığını düşünen Erhan G., MSN adresinin şifresini ele geçirip kayıtlı olan 400 kişiye genç kızın müstehcen görüntülerini gönderdi. 26 yaşındaki Y.Z.'nin şikâyeti üzerine yapılan operasyonda gözaltına alınan Erhan G. tutuklanarak cezaevine gönderildi. Erhan G.'nin ifadesinde "Ben o kızla evlenmek istiyordum. Ama başka erkeklerle görüştüğünü duyunca çok sinirlendim" dediği öğrenildi.

(Sabah)

Çarşamba, Kasım 05, 2008

eldiven

Adeta sapık patlaması yaşanıyor. Kasklı, siyah montlu derken şimdi de yün eldivenlisi Polis, bu kez 'sevgilim benimle sevişmiyor' deyip liseli kıza tecavüz eden sapığı arıyor.



Akıl almaz olay, Ankara'nın Sincan ilçesinde meydana geldi. Annesi İstanbul'a gittiği için İstasyon Mahallesi'ndeki evinde yalnız kalan S.Y., ders çalışmaya başladı. Gizlice eve giren sapık, önce ışıkları söndürdü. Genç kızın boğazına bıçak dayayıp yere yatıran sapık, "Benim bir sevgilim var, benimle sevişmiyor" dedi. Sapık, sağlık meslek lisesi öğrencisi olan 16 yaşındaki S.Y.'den soyunmasını istedi. 'Ben bakireyim yapma' diyen genç kızın yalvarışlarına aldırmayan sapık, "Korkma sana zarar vermeyeceğim" dedi ve tecavüz etti.

Duş almasını istedi
Anne ve babası bir süredir ayrı olan S.Y. polise verdiği ifadede, tecavüze uğradıktan sonra sapığın kendisini banyoya götürüp duş almasını ve yüze kadar saymasını söylediğini belirtti. Sapığını yüzünü görmediğini ama sesinden tanıyabileceğini belirten genç kız, sapığın yün eldiven giydiğini söyledi. Gasp Büro Amirliği ekipleri şimdi 20-25 yaşlarında olduğu belirlenen sapığı arıyor. Dedektiflerin genç kızın cep telefonunu da incelemeye aldığı öğrenildi.

(Takvim)

‘Sarhoştum’...

Pippa Bacca ’yı öldürdüğü iddiasıyla yargılanan Murat K. savunmasında ‘Alkollü olduğum için olay günü yaşananları hatırlamıyorum’ dedi.

GEBZE’DE aracına aldığı ‘Pippa Bacca’’ ismiyle tanınan İtalyan sanatçı Giuseppina Pasqualina Di Marineo’yu tecavüz ettikten sonra boğarak öldürdüğü iddia edilen Murat K.’nin yargılanmasına devam edildi. Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası’’ istemiyle yargılanan tutuklu sanık ifadesinde ‘Olay günü hem alkol hem de uyuşturucu almıştım. Onun için hiçbir şey hatırlamıyorum’’ dedi. Pippa’nın annesi Elena Manzoni tercüme skandalının tekrarlanmaması ve davanın hızlı devam etmesi için duruşmaya gelmedi.

(Star)

bir baba...

Bir anne daha ne desin?

Bir anne daha ne desin?

Türkan A. kızının cenazesi başında 'Cani katil baba' diye bağırdı.

03/11/2008

'Cinsel tacizde bulunuyor' suçlamasında bulunduğu için kızını öldüren babanın anneyi de tehdit ettiği ileri sürülüyor. Annenin çelengi: Gelinliğini giydiremedim. Doyamadım sana kızım, gurur duyuyorum seninle. Bekle geleceğim

Taylan YILDIRIM

İZMİR - Konak ilçesinde, kendisine tacizde bulunduğunu ileri sürdüğü babası tarafından 15 yerinden bıçaklanıp, boğazı kesilerek öldürülen 20 yaşındaki Emine A., yakınlarının gözyaşları arasında toprağa verildi. Kızının tabutuna üzerinde, ‘Gelinliğini giydiremedim. Doyamadım sana kızım, gurur duyuyorum seninle. Bekle geleceğim’ yazılı çelenk bırakan ve eşine de “Cani, katil baba” diye bağıran anne Türkan A., katil zanlısı eşinin, kızının okula gitmek için çektirdiği fotoğrafta gülümsemesine kızıp, “Erkeklere de mi böyle güleceksin?” diyerek tartaklayıp okula gitmesine izin vermediğini söyledi. Aranan Hamit A.nın, bazı yakınlarını arayıp “Eşimi de öldürdükten sona teslim olacağım” dediği ileri sürüldü.

Geçen cumartesi günü saat 11.30 sıralarında, Karataş Semti 345 Sokak 42 numarada meydana gelen olayda, bankadan para çektikten sonra evine dönen Türkan A., eşi yaşındaki Hamit A.'nın kanlar içinde kapıdan çıkıp hızla uzaklaştığını gördü. Eve giren Türkan A., iki gün önce polise kayıp başvurusunda bulunduğu ve cuma günü akşam saatlerinde evine dönen 20 yaşındaki kızı Emine'nin kanlar içindeki cesedini buldu. Evdeki incelemenin ardından Adli Tıp Kurumu'na kaldırılan Emine A.'nın, 15 yerinden bıçaklandığı, boynunda şah damarının kesildiği ortaya çıktı. Evde olmalarına rağmen cinayete göz yumdukları gerekçesiyle gözaltına alınıp Adliye'ye sevk edilen Emine A.'nın erkek kardeşleri 17 yaşındaki G.A. ve 16 yaşındaki D.A. da dün çıkarıldıkları nöbetçi mahkemece tutuklandı. İki kardeşin babalarına taciz iddiasında bulunan ablaları Emine A.'ya baskı yapıp tartaklayarak şikayetinden vazgeçirmeye çalıştıkları gerekçesiyle evden 6 ay uzaklaştırma cezası aldıkları da öğrenildi.

ANNEDEN ÇELENKLİ UĞURLAMA

Emine A.'nın Adli Tıp Kurumu'nda bulunan cenazesi bu sabah yakınlarınca alınarak Halit Rıfatpaşa Caddesi üzerindeki Nur Kamer Cami'ne götürüldü. Bu sırada yakınlarının kucağında kızının fotoğrafını görünce gözyaşlarına boğulan anne Türkan A., eşine “Cani katil baba” diye bağırdıktan sonra üzerinde ‘Gelinliğini giydiremedim. Doyamadım sana kızım, gurur duyuyorum seninle. Bekle geleceğim’ yazılı çelenk bıraktı. Acılı anne ayrıca, kızının fotoğrafını gösterip katil zanlısı eşinin, kızının okula gitmek için çektirdiği bu fotoğrafta dişlerini gösterir şekilde gülümsemesine kızıp, “Erkeklere de mi böyle güleceksin?” diyerek tartaklayıp okula gitmesine izin vermediğini söyledi.

Katil zanlısı Hamit A.'nın geçen cuma eve gelip Emine A.'yı dövdüğü sırada kendisine engel olmaması için iple bağladığı kızı 19 yaşındaki Y.A. ile anne Türkan A., tabutun başında uzun süre ayrılmayarak gözyaşı döktü. Anne ve kızı güçlükle sakinleştirildi. Emine A.'nın cenazesi öğle vakti kılınan namazın ardından gözyaşlarıyla toprağa verildi.

‘SIRADA EŞİM VAR’ DEDİ İDDİASI

Olayın ardından kaçarak ortadan kaybolan Hamit A.'yı yakalamak için polis ve jandarmanın araştırmasının genişleyerek devam ettiği bildirildi. Ekiplerin, gidebileceği tüm yerlerde yakalamaya çalıştığı Hamit A.'nın bazı yakınlarını arayıp “Eşi Türkan'ı da öldürdükten sonra teslim olacağım” dediği ileri sürüldü. (dha)

radikal

bu bir aile... aile...

Ailesi odaya kapattı nişanlısı tecavüz etti

Mehmet YILDIZ - SİVAS
03.11.2008
Sivas'ta 16 yaş büyük biriyle evlendirilmek istenen 16 yaşındaki kız karşı çıkınca, ailesinin de baskısıyla tecavüze uğradı. Genç kız şikâyetçi oldu, annesi, babası, halası ve nişanlısı tutuklandı..
Sivas'ın Suşehri ilçesinde "Bu kadarına da pes" dedirten bir olay yaşandı... Kendisinden 16 yaş büyük biriyle evlendirilmek istenen 16 yaşındaki kız, nişandan bir ay sonra evlenmek istemediğini söyledi. İddiaya göre genç kıza baskı yapan ailesi, kızı nişanlısıyla birlikte odaya kapattı. Burada nişanlısının tecavüzüne uğrayan kız, polise başvurup, hem nişanlısından, hem de kendisini darp ettiğini öne sürdüğü ailesinden şikâyetçi oldu. Tüyler ürperten olay Suşehri ilçesi Yalnızbağlar mahallesinde meydana geldi. 16 yaşındaki N.D. adlı kızın, iki ay önce ailesi tarafından Yaşar Y. (32) ile nişanı yapıldı. Nişanlandıktan bir ay sonra Yaşar Y. ile evlenmek istemediğini belirten genç kızı, annesi Dursaliye D. (40), babası Yücel D. (42) ile halası Selver S. ikna etmeye çalıştı.

BİR DE ÜSTÜNE DAYAK...
Aile tüm çabalarına rağmen olumsuz yanıt alınca kızlarını ikna etmesi için nişanlısı Yaşar Y.'yi evlerine çağırdı. İddiaya göre aile, genç kızı, nişanlısıyla bir odaya kapattı ve evlenebilmeleri için nişanlısının kıza tecavüz etmesine göz yumdu. Yaşadığı korkunç olayın ardından evliliğe halen karşı çıkan N.D., iddiaya göre bu kez annesi, babası ve halası tarafından dövüldü. Bunun üzerine N.D., Suşehri Merkez Karakol Amirliği'ne giderek hem kendi ailesinden, hem de nişanlısından şikâyetçi oldu. Hemen harekete geçen polis, genç kızın annesi, babası, halası ve nişanlısı ile nişanlısının annesi Mintina Y.'yi (59) gözaltına aldı. Emniyette ifadeleri alındıktan sonra adliyeye sevk edilen zanlılardan genç kızın annesi Dursaliye D., babası Yücel D., halası Selver S. ve nişanlısı Yaşar Y. çıkarıldıkları mahkemede, "küçük çocuğa cinsel istismar", "küçük çocuğa cinsel istismara neden olmak", "evlenmek amacıyla çocukları cinsel beraberliğe zorlamak" ve "darp" suçlarından tutuklandı. Genç kızın nişanlısının annesi Mintina Y. ise serbest bırakıldı. N.D., Sivas Sosyal Hizmetler il Müdürlüğü Çocuk Yetiştirme Yurdu'na gönderildi.


(sabah)

Salı, Kasım 04, 2008

çağla...

Çağla Arin

Katile 'gelecek' indirimi!

Mehmet YILDIRIM / SABAH
03.11.2008
Şanlıurfa Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Çağla Arin'i, aşkına karşılık vermediği gerekçesiyle 47 yerinden bıçaklayarak öldüren aynı fakültenin 4. sınıf öğrencisi Hüseyin Z.'ye verilen müebbet hapis cezası, "geleceği üzerindeki olası etkileri" de dikkate alınarak 25 yıl 10 aya indirildi.

17 YIL CEZAEVİNDE YATACAK
Sanığa, olayda yaralanan Seda Tunca'yı öldürmeye teşebbüsten ceza verilmesi de yerinde bulunmazken, genç kızın basit bir müdahaleyle tedavi olabilecek şekilde yaralandığı bildirildi. Ölen Arin'in İzmir'deki ailesinin avukatlar aracılığıyla temyiz için Yargıtay'a başvuracağı öğrenildi. Zanlı hakkındaki karar değişmezse 17 yıl cezaevinde kalacağı belirtildi. Z.'nin avukatı ise, müvekkilinin mahkemedeki tutumu, mahkeme heyetine karşı saygılı davranması, olayı inkâr etmemesi ve ilk sabıkası olması nedeniyle TCK'nin 62. maddesine göre indirim yapıldığını söyledi

unutmamak için

Okudukça, izledikçe, duydukça, gördükçe öfkeleniyorum. Öfkelendikçe konuşuyor, konuştukça bir yere varamadığımı görüp daha da nefret doluyorum. Unutmayayım, hatta bir arada görüp daha da öfkeleneyim, başkaları da öfkelensin, birileri artık bir çözüm bulsun istediğimden önce kendim, sonra da ilgilenebilecek birileri için bir arşiv olsun istedim. Eklediğim haberler ileriye dooğru olacaksa da eski haberleri de buldukça ekleyeceğim ben. Kimse okumasa da ben okuyup, öfkelenmeye "ses" duyurmaya "çalışmaya" devam edeceğim...



Private Sozluk
Sherlotte Holmes
31.05.2005 02:32

türkiye'de kadın olmak, sokakta yürürken başını öne eğmeyi gerektirir kimse ilişmesin diye... kadınla kız arasındaki farkı (yok öyle bi şey) bilmeyi ve etek boyunu ona göre ayarlamayı gerektirir.
türkiye'de kadın olmak dayak yeyip, tecavüze uğrayıp, istismar edilip sesini çıkarmamayı; herkesten gizlemeyi becerebilmek (?!?!), gerektiğinde "erkeğin"in tüm isteklerine boyun eğip, ses çıkarmamak, sürekli birilerinin kanatlarının altına sığınıp yaşamak demektir.
türkiye'de kadın olmak zordur. her şeyden önce çok güçlü olmak şarttır!